Müzik :)

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Pencereler de Bekletme


Hayat = Life ömrümüz birilerini, birşeyleri beklemekle geçiyor....Bu arada acımasız ,isyankar yada vefasız olmamak için kendimizle,etrafımızla savaşır dururuz...Elimizi bırakanlara inat küçücük dallara tutunur kendimize umut ışığı yakarız küçücük bir çırağı ucunda .....Önemli olan herşeye rağmen mutlu olmak ve kısacık şu dünya hayatının göz açıp kapayıncaya kadar geçen zamanı içinde eşrefi mahlukat olan yücelerin en yücesinde yaratılmış ulvi ruhumuzu sufli sefil bir hal almadan fazla yaralanmadan veya yaralamadan yaratıcısına yani yegane sahibine tertemiz götürmeye çalışmak (ne kadar başarıyoruz orası malum )...Dünya şu son demlerinde o kadar yorgun ve yıpranmış bir halde dönüyor ki artık üzerindeki herşeyin yok olacağı o ana kadar yorgun dönüşlerine devam edecek....

BİR HİKAYE
Küçücük bir pencere önünde dışarıyı seyreden saçları penceresinden giren rüzgarla dalgalanan bir kadın uzaklara bakıyor karşıda ki manzara mı hiç ilgilenmiyor çünkü onun orada gördüğü düşlediği geleceği yada geçmişi ....Yaşadıklarının verdiği olgunluk göz çevresinde ki ve yüzünde ki kırışıklıklarda saklı....O kırışıklıkları gördüğü ayna baktığı pencerenin hemen yanı başında duruyor..Ayna da gördüğü aksine pek baktığı söylenemez çünkü orada göreceği aksi onu daha da korkutuyor ...Hayatın mağlubu belki de galibi hiç bir zaman öğrenemeyeceği deli sorular var aklında .....Anılar var sadece biriktirdikleri içinde belki bir an eser de gelir bekledikleri ..Hayata küsmüş,kırılmış hayata ;belki alır gönlünü hayat....Birden başlıyor ılık bir yağmur ;gökyüzünden boşalırken yüzüne vuran o bereket yüklü yağmur taneleri içindeki umudu yeşertiyor o küçücük filiz büyüyor ,büyüyor.büyüyor.....Yağmurun o bereket kokusunu içine çekmek için gözlerini kapatıp açtığında koca bir dağ beliriyor arkasında her daim sırtına destek olan her zaman ki gibi düşlerin den hatırladığı o inci gibi gülüş beliriyor gözlerinde ...İşte diyor sen sadece sen pencerelerde bekletme beni .....Sadece sennn ve bennn Kalbine değen herşey söz oluyor ve ondan gayrı herşey sonunu getiriyor....Ulaşabileceği hedefe ulaşmasına tek vasıta inci gülüşte saklı tek bildiği doldurulamaz boşluğu tek dolduranın o olduğu her ne kadar o gülüşe layık olduğunu düşünmese de gülüş sahibinin onu hiç terketmediği,herşeyin ama herşeyin yitip gittiği şu dünya da onun hiç yitip gitmediği ,hep orada aynı tebessümle ,aynı edayla orada onu beklediği... Beklemesini istediği tek şey ,tek kişi belki de tek eda... Kadının yüzündeki aydınlanma işte o aynadan yansıyan o gülüşte saklı gözlerine değen o aksin aslında o aynadan yansıdığını farketmesi lazım ki aynası ile tekrar barışabilsin ..Barıştığı gün beklemek yerine vuslatına koşmaya karar verecek akıp giderken zaman o seyirci olmak yerine kimbilir belki de başrolde oynuyor olacak  ...

Aynası ile buluşmak isteyen tüm kadınlara Sevgilerimle....

23 Mayıs 2013 Perşembe

SIRADANLAŞMAK

Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlediğim bir film sayesinde uzun zamandır aklıma takılan beni,rahatsız eden bu konu ile yeniden karşılaşınca üzerine yazma ihtiyacı duydum....
Konu mu?   "Sıradanlaşmak" .....
Günlük hayatımızı yaşarken o karmaşa arasında gözümüzden kaçırdıklarımız,durağanlaşan ve klişe halini alan yaşam şekillerimiz .... Birbirimize vakit ayıramayışlarımız ve en önemlisi yanımızda olan herşeyin zamanla elimiz kolumuz gibi olup şükründen beri kalmamız.... "Zaten bizim yada benim " halini alan aslında hepsi birer emanet olan biz emanetçilerine bahşedilmiş binbir güzellik.... Bu sağlımız,sıhhatimizden tutun ;sevdiklerimiz ,ailemiz,evimiz,çocuklarımız,komşularımız,bizim için yaratılmış mahlukat yada sizin için özene bezene yemek yapan,evini temizleyen aynı zamanda çocuklarıyla ilgilenen binbir program yapıp sizin evde olacağınız saate kadar herşeyi yetiştiren,ütünüzü aksatmayan ,çamaşırlarınızı yıkayan;,dostlarınıza ,akrabalarınıza güleryüzle davranıp,sosyal hayatınızda  anne,eş kimliğiyle de yanınızda duran,hatta iş hayatıyla da boğuşan  karınız veyahut çocuklarınız ve sizin rızkınız için dışarda binbir zorlukla savaşan,dışarıya karşı hep güçlü olmak zorunda olan ama evinde dağınıklıktan asla vazgeçmeyen ,çorapları,pantolonları bir köşede sizin yaptıklarınızın onda birini yapıp dünyayı omuzum da taşıyorum zanneden,onsuz olamayacağıız yine de kapıda gördüğünüz anda "işte beyaz atlı prensim geldi" deyip;yüzünü gördüğünüzde aydınlandığınız  kocanız ....
Ne olursa olsun ne yaparsak yapalım belli bir zamandan sonra yaptıklarımız yada yapıyor olduklarımız tamamen rutine dönüyor,farkındalığımızı kaybediyoruz...
Sıradanlaşmamak uğruna sevdiği şeyleri yaparkende sıradanlaşan insanlar tanıyorum ,üniversite okuyan hatta MBa yapan yada Araştırma görevlilerinden tutun,tıp  dalında yeni keşifler yapanlar da  dışardan baktığınızda gıpta edeceğiniz hayatlara sahip olupta,aslında sizin kadar çevresindeki olaylara yada kişilere sahip çıkamayan insanlar ....
Hayat hepimizi bir yerlere sürüklüyor bu yolda az da olsa ara sıra mola vermek ve acaba bu yol üzerinde görülmeye değer ne varmış diye ara sıra da olsa başımızı çevirip etrafımıza bakmak ,sevdiklerimize sarılmak ve iyi ki varsın diyebilmek olsun ...Belli mi olur gün gelir attığınız o küçücük sevgi tohumu kocamaaaan bir ağaca dönüşür ve siz çok ihtiyacınız olduğu bir anda altında gölgelenebilirsiniz.... 
SEVGİLERİMLE 


21 Mayıs 2013 Salı

Crossstitch Aşığı Bir Kadın Olduuuummm

 Evet kesin kesin crossstitch aşığıyım...Kafam da o kadar çok proje var ki ama bunlar için zamana ihtiyacım var . Farkettim ki yaptığım projelerimi bloğuma eklememişim hemen bir görsel Show yapayım dedim hazırmısınız?









20 Mayıs 2013 Pazartesi

Yaz mevsiminin gelmesiyle...

Yaz mevsimi geldi ve uzun zamandır beklediğimiz hava sıcaklığının yükselmesiyle de kendimizi sahil kenarlarına atmaya başladık ...Haliyle bu ara da küçük sahil kasabası olan ilçelerimiz yazlıkçılarımızın yavaş yavaş gelmesiyle de hayli kalabalıklaşmaya başladı ...Dondurma ve soğuk içecekler artık vazgeçilmezlerimiz bu arada diyet için hergün düzenli yürüyüş yapan ben bu sıcaklar nedeniyle yürüyüşlerimi geceye bırakmak zorunda kaldım ...Evet yaz mevsimi gelince acil kilolarından kurtulmak isteyen biz bayanlar en sıkı diyet uygulamalarına başvururuz ....Ama  sizde benim gibi daha verimli sonuç almak istiyorsanız kış mevsiminin ortalarında ve kısa günlerde diyet yapmaya başlarsanız inanın sonuca varmak için belirlenen hedefe ulaşmak çok daha kolay olacak ...Uyguladığım diyet programı meslek yaşamını,diyet yaparak ulaştıkları kilolarını korumaya çalışanlara yardım etmeye adamış Fransız tıp doktoru Dr. Pierre Dukan'ın tasarladığı Dukan diyeti .... Atak,Seyir,Güçlendirme ve Koruma olmak üzere 4 evreden oluşan bu diyet benim için idealdi ....68.6 başladığım kilom 58,2 ye düştü ve düşmeyede devam ediyor ve bu arada ödül günleri de olmak üzere istediğim her şeyi yemeye başladım ve istediğim bu kiloya 2 ,5 ay gibi bir zamanda ulaştım desem (aaa !!!! hadi canım!!! yok artık !!! gibi sesleri duyar gibiyim ) ama inanın irade ve tam bir istekle eğer herhangi bir şeker hastalığı gibi probleminizde yoksa çok zor değil ..Zayıflamayı arzu eden biri,motivasyonunu yeniden kazanmak ve güçlenmek için rejimin sonuçlarını hemen görmek ister...İşte bende bu tarz kişilerdendim ve tartı da gördüğüm her kilo motivasyonumun daha da artmasına katkı da bulundu ...Bu aşamada günlere de katıldım sosyal yaşamıma da devam ettim ama kendi yiyeceklerimle ya da daha az kalori içeren salata çeşitleriyle ;) Eğer sizde denemek isterseniz http://www.dukandiyetitariflerim.com blogundan faydalanabilirsiniz hem yemek tariflerini bulabileceğiniz hemde diyetle ilgili bilgilere rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir blog ....


Her yediğiniz Afiyet ,bal, şeker olsun ama kilo olmasın dileğiyle.....


7 Mayıs 2013 Salı

Annelik her zaman toz pembe değil

Bu hafta birde zevkle okuyacağınız bir kitap tavsiyem olacak...
Annelik her zaman toz pembe değil adlı kitabıyla bizden aramızdan biri olan sevgili Elif'imin zevkli mi zevkli keyifle okuyacağınız kitabı tazecik yeni fırından çıktı dumanı üstünde derler ya hah işte öyle ...
Bakmayın yeni çıktığına 3.baskısı bile yayında o kadar çok sevildi ve beğenildi ki...
Kitabın içeriği kendi deyimiyle de kimseye yol göstermek onu öyle değil böyle yaparsan daha iyi olur demek değil ;sadece yalnız değilsin inan herkes senin gibi ; yanındayız, arkanda hatta tam hayatında ...
Anne olan bir kadının hayatındaki değişiklikleri çocuktan önce ve sonra diye ayıran Blogcu annemiz Elif Doğan kitabın sonuna eklediği anne sözlüğü ile de wikipedia ya rakip konumunda ;)
Ben çok severek beğenerek hatta kahkahalarla okudum pişman olmazsınız deneyin derim
Hatta aldığım da o kadar tazeydi ki ; bir iş gezisi nedeniyle eşimle Ankara'ya adım atar atmaz istediğim tek şey kendimi bir D&R atıp Elif'imin kitabını almaktı ve öyle de oldu ..Hatta kitabı dayanamayıp neredeyse araba da bitirdim diyebilirim ..Canım Elif'im ellerine emeğine yüreğine sağlık nice kitaplarıın buluşsun bizimle ;) 

İsterseniz kitabına buradan ulaşabilirsiniz http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=648886&sa=139627273

Yeniden Merhaba

 Uzun zaman olmuş yazmayalı mükemmelliyetçi olmanın zararlarındn biride bu işte ...Bazen mükemmelliyetçilik ilerlemenize engel teşkil edebilir ...

Kısa bir süre önce kısır bir döngüye girdim blog yazılarım hakkında

-Yazıyı yazabilmem için ya boş vaktim olmalı ya kafamın tamamen boşalması ,doğru zaman-doğru mekan doğru konu ,her işimi bitirmiş olmam yada ilham verici bir ortamda olmam
-Ayrıca yazıları illa ki haftanın belirli günleri,belirli saatlerde yazmam ve yayınlamam konusunda takıntılı bir hal almıştım..

Bu işleri yerine getiremeyeceğimi gün içinde iş güç derken akşama yorgun düştüğümü ve ne kadar yazmak istesemde o yorgunlukla kafamı toparlayıp yazılarımı kaleme almam (klavyeye almam )neredeyse imkansızdı

Konuyla ilgili mükemmelliyetçi yanlarımı tesbit etmem,onları sorgulamamı ve sonuç olarak değiştirmemi kolaylaştıran adımlardan biri oldu.

Yani bundan sonra daha çok bir arada olacağız canlarım özleyin beni geliyorum :)