Müzik :)

16 Şubat 2014 Pazar

Mimoza Sürgünü

Yeniden Merhaba ...
Yeni bir kitap tavsiyesi ile birlikteyiz..
Bu hafta ki kitabımız Trabzon'un medarı iftiharı Nazan Bekiroğlu'nun kaleminden bir deneme türü olan Mimoza Sürgünü adlı kitabımız..
Bir mimoza ağacının gölgesinde insanın içine ve dışına yolculuk...
Bir mimoza gölgesinde parmaklarından damlayan mürekkebe şükran olunacak kadın yazar...

Yalnız Nazan Bekiroğlu'nu okuyupta satırlar arasında kendini kaybolmuş gibi hissetmemek imkansız herhalde.Mimoza sürgününde o kadar samimidir o kadar karşınıza oturmuş da size içini döküyormuş gibidir ki kendisi,sanki her denemede bir sır her sayfada her satırda bir hatırasını anlatır bize.Kısacası şöyle kalabalıklardan kaçıp yatağın bir köşesine çekilip bir dostun sıcak sohbetini dinlemek gibi bir şey.Üstelik sayfalarını defalarca kıvaracağınız,cümlelerin altını defalarca çizeceğiniz bir kitap,yanınıza kaleminizi almayı unutmayın...

Kitap 4 bölümden oluşuyor:

1) Kalp Sathı
2) Defter Kağıdı
3) Seyahat Albümü
4) Dünya Yüzü

1.bölüm kalp sathın da "Çok yorgunum beni bekleme Kaptan " adlı bölüm en iyisi sanırım ...Hele arka planda şu şarkı çalıyorsa Cem Karaca Beni Bekleme Kaptan
Çok yorgunum beni bekleme kaptan.
Bunu yazmak için ne kadar yorgun olmak gerekir?Bunu böyle söylemek için kaç yorgunluktan geçilmiştir?Kaç haberin yalan kaç habercinin kazib çıkması lazım gelmiştir?Ümit nasıl kesilmiş ,bütünüyle iptal edilmiştir gelecek?Geçmiş zaten geçmiştir.ve sen.Bir şarkıyı böylesi dinleyebilmek böylesi anlayabilmek için de ne kadar yorgun olmak gerekir?

Diğer bölümlerini merak mı ettiniz onun için kitaba başvurunuz ;) Çok akıcı ve çabuk okunuyor konular farklı farklı olduğu için merak uyandırıyor
İyi okumalar,iyi yolculuklar dilerim ...
Kitaptan alıntılar ile devam edelim okudukça okuyasınız gelecek elinizden bırakamayacaksınız...

"Anlamışım ki dünya âlem perdesinde ben de gelip geçici,ben de bir gölgeymişim.Asıldan nasibim var ama şimdilik suretmişim.
Öyleyse hepsine âmenna.Değil mi ki seçilmişim .

"Kader var.Kader değişmez deme,kendini küçük,esmanı hor görme,demiş erenler.El-Hak;her an yeniden yaradılış var...
Vallahi ölüm,billahi ölümden sonrası var.
Şükür ki ölüm var."

"....Rabbim! Derin kederler,güceniklikler,sitemler,küskünlükler,kırgınlıklar,cürümler kadar büyük acılar içinden geliyorum.Baştanbaşa hatayım ben de.İyi de benim içimdedir kötü de.Şeytan da benim dilimden konuşur melek de.Habil de benim Kabil de .İsyanım yoktur Sen şahitsin,haşa,ama küstahlığımı,gafletimi,heveslerimi affet.Kapından çevirme geri.Silme kayıtlarından ,beni de hesaplarına dahil et.Bana da "Kulum" de, benide defterine kaydet.
Bana da nasip et.Gidecek yerim yok.Benim de yolumu açık et..."


9 Şubat 2014 Pazar

Ustam Ve Ben


Merhaba;

Yeni bir kitap tavsiyesi ile karşınızdayım..Beni tanıyanlar koyu bir Elif Şafak hayranı olduğumu bilirler.Kitabı çıkar çıkmaz almak için sabırsızlanan ,okurken bitecek diye sonuna gelmek istemeyen , gençliğinden annelik dönemi ve sonrasında geçirdiği değişime kadar hep yanında,arkasında ve takibindeydim ...Onu okurken çok şey öğreniyor farklı tarzlarda serüvenlere açılırken yeni çıkacak kitabında okurlarını yine hangi konu ile şaşırtacak diye merakla bekliyorum..Evet bu seferde bizi  Mimar Sinan ile buluşturdu (Osmanlı Baş mimarı ve inşaat mühendisi. Osmanlı padişahları  1. Süleyman, 2.Selim ve 3.Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan  Mimar Sinan, yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde dünyaca tanınmıştır. Başyapıtı, "ustalık eserim" dediği Selimiye Camisi'dir.)

Ustam ve Ben adlı eserinde Osmanlı tarihinde geçen karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet… Bir tarafta bilime ve öğrenmeye inananlar, bir tarafta gelişmeyi durduranlar… “Ustam ve Ben”, tarihi kişiliklerin, camilerin, kütüphanelerin, türbelerin, köprülerin resmigeçit yaptığı, rengârenk, canlı, sürprizlerle dolu bir dönem hikâyesi…Öyle bir hayal dünyası ki içindeki konular yine sizi inanılmaz bir maceraya sürükleyecek kah Mimar Sinan'ı unutup Filbaz Cihanın akıbetini merak edecek kah o dönemde ki hayvanları temsilen başrolde olan beyaz filimiz Çota'nın maharetlerine şaşıracaksınız.Bir Elif Şafak klasiği ile yine yeniden öğrenmeye doyamayacak Osmanlıca kelimelerle dimağınızı genişletecek, unutulup gitmiş emektar şahsiyetlerden Gökbilimci,matematikçi ve mühendis Takiyüddin gibi zatlarıda öğrenmiş yada hatırlamış olup yaptıkları ilim irfan ve fenni çalışmalarla bilime kattıklarını öğrenecek ve bu arada çektikleri ezaya ve cefaya şahitlik etmiş olacaksınız ...Öyle bir araştırma yapılmış ki bunu okurken kitabın deryasında kaybolurken anlamamak mümkün değil..Emeğine ,ellerine,dimağına sağlık sevgili Elif Şafak ...
Fazla söze ne hacet kesinlikle okunmalı dediğim kitaplar arasında ...
Sevgili Elif Şafak yine yapmış yapacağını kocaman bir deryayı kucaklamaya hazırmısınız?
Öyleyse iyi seyirler iyi eğlenceler

Asıl seyir kitaplar alemindedir zira..